Korsanlık, genellikle göz alıcı ve hatta romantik görülür. Oysa denizdeki yasam
keyifli olmaktan çok uzaktı. Sartlar ağırdı; hastalıktan ve yaralanmadan dolayı moral
düzeyi çok düsüktü. Kötü yemekler, felaket derecedeki yasam kosulları ve sürekli
tehlike içinde yasamak, korsanların hayatını mutlu etmekten çok uzaktı.
Korsanlar zor sartlara dayanıklı insanlardı, sadece doğalarındaki siddet
nedeniyle değil, o zamanın gemilerindeki zor yasam kosullarını düsündüğümüzde, öyle
olmaları da gerekiyordu. Ama yine de çoğu korsan 20 yasının üzerine geçememistir.
Sadece iskorbüt (C vitamini eksikliği nedeniyle asırı zayıflama, halsizlik ve dis eti
iltihabı gibi belirtilerle kendini gösteren bir hastalık) gibi bir hastalıktan 1500 ila 1900
yılları arasında denizlerde iki milyon kadar insanın öldüğü zannedilmektedir. Buna ek
olarak, korsan mürettebatı, konakladıkları limanlarda gemilere dolusup kendilerine
tropik hastalıklar bulastıran ve daha çok ölüme neden olan, sayısız farelerle uğrasmak
zorundaydılar. Kısacası hastalıktan ileri gelen ölüm sayısı, top isabeti veya pala
yarasından kaynaklanan ölümlerden çok daha fazlaydı .
Görüldüğü üzere korsanlık, dısarıdan her ne kadar çekici ve cazip görünse de
gerçekte o kadar da iyi değildir. Korsanlar, israfı severlerdi ve yola çıkmadan önce
yüzlerce fıçı sarap, içme suyu, kurutulmus et ve kurabiye alırlardı. Uzun süren seferlerin
ardından bu yiyecekler kurtlanır ve açlıktan ölenler olurdu. Korsanların yasamlarını
sürdürebilmeleri için; kurtlu bisküvileri geceleri yedikleri bilinmektedir. Aynı zaman da
korsanların, kestikleri hayvan derilerini kaynatıp yedikleri ve bu derinin çok sert
olmasından dolayı dislerinin kırıldığı söylentiler arasındadır.
Bir gemideki insan sayısı, geminin boyuna göre 20 ila 300 kisi arasında
değisiyordu. Bu ahsap dünyaları yüzer durumda tutup kusursuzca yüzdürme
sorumluluğu belli kilit mürettebattaydı. Gemi mürettebatının is bölümü ünvanlara göre
belirlenirdi. Bu ünvanlar söyleydi:
Kaptan; Korsanlar çok demokratikti, liderlerini kendi aralarından seçerlerdi. En
basarılı kaptanlar, liderlik yeteneği yüksek ve seytan gibi kurnaz olanlardı.
Serdümen; Tayından cezaya kadar her konuyla ilgilenen kisiydi. Aynı zamanda,
diğer gemilerden elde edilen ganimetlerin paylastırılmasından da o sorumluydu.
Lostromo; Gemide birçok lostromo (tayfa bası) bulunurdu. Bunlar, isleri
yelkenlerle ve halatlarla ilgilenmek, güvertedeki pislikleri atmak ve temizlemek olan
genç görevlilerdi.
Marangoz; Gemiyi yüzer durumda tutan kisidir. Zarar görmüs kalasları yeniler,
delikleri kapatır, halatları ve yırtık yelkenleri onarırdı.
Topçu; Sadece bir topu değil, bir dizi topu atesleyebilmek zorundaydı. Bu, uzun
yıllar gerektiren bir uzmanlıktı ve usta topçular inanılmaz derecede keskin nisancılardı.
Cerrah; Sadece birkaç gemide doktor bulunur, arada sırada biri kaçırılır ve
hizmet vermeye zorlanırdı.
Barut Maymunu; Korsan mürettebatı arasında hafif bir görevle çalıstırılan genç
çocuklardır. Bunların görevleri, topları temizlemek ve doldurmaktı. Eğer hayatta
kalmayı basarırlarsa sonunda topçu yardımcısı hatta topçu görevlerine getirilirlerdi.
Kamarotlar; Kaptanın kamarasını temizler ve genelde her seye yardım ederlerdi.
Korsanların giysileri ise sağlam ama pratik olması gerekiyordu. Dolayısıyla 17.
yüzyılın sonu ve 18.yüzyılın basındaki çoğu denizci gibi kalın kumastan ceketler, keten
gömlekler, branda bezinden yapılmıs diz üstüne kadar gelen pantolonlar, yün çoraplar
ve boyna düğümlenmis esarp, ya da üç boynuzlu sapka veya yün bere giyerlerdi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder